Türkiye konum itibarı ile Avrupa’nın ortasında yer alan bir medeniyet olduğu için tamamen ne doğu ne de batı diyebiliriz.  Kültürel miras olarak doğu uygarlığının ve batı uygarlığının izlerini taşımaktadır. Türkiye’de şuanda gördüğümüz batılılaşma aslında modernleşmenin etkisidir. Modernleşmeyle beraber birey önemli hale gelmiştir. Modernleşme bir devinimdir. Yani sürekli değişim ve yenilik içerisinde olunmasıdır. Türkiye’nin doğu uygarlığı ve batı uygarlığı olup olmadığına dair birçok düşünür kendi fikirlerini ortaya koymuştur. Bunlardan bazıları Turkiye’nin batı uygarlığı olduğunu ve özünü batıdan aldığını dile getirirken, bir diğer fikir Türkiye’nin doğu uygarlığı olduğuna yöneliktir. İnsanların özünde olduğu gibi ülkelerinde bir benliği bir kimliği vardır, kaçamadığı, yitirmemesi gereken, uzaklaşsada bırakamayacağı kökü gerçeği olan o benlik; işte ülkemiz için gerçek bu benlik doğu kültüründe de yoğun olarak bulunur. Örneğin; Türkiye kültür, gelenek-görenek, din bakımından doğuya yakındır. Bunların dışında Türkiye’nin doğu ve batı uygarlığının sentezi olduğuna dair düşüncelerde mevcuttur. Gelişen teknoloji, ulaşım ve siyasi ilişkiler sayesinde bir coğrafyaya doğu uygarlığı ve batı uygarlığı demek pekte mümkün değildir. Bundan elli yıl önceki Türkiye ile şimdiki Türkiye aynı değildir. Kültür yıllar içerisinde değişen dönüşen, gerçekleşen olaylara örgütlere göre şekillenen bir olgudur. Milletler ve ülkeler arası kültür transferi kaçınılmazdır.  Ülkemiz anadolu coğrafyasında asırlardır birçok medeniyete birçok kültüre ev sahipliği yapmış, doğu ile batı arasında bir köprü olmuştur adeta. Günümüz dünyasında gelişen teknoloji, büyüyen ekonomik olgular ve dünya üzerinde yaşanan küresel savaşların etkisiyle gelinen noktada birçok kişinin de tabir ettiği dünyanın büyük bir köy haline gelmesi, dünyanın herhangi bir noktasında yaşanan olaylardan dünyanın herhangi bir başka noktasındaki insanlarında etkileniyor olması, hatta şuanda dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 salgını bize gösteriyorki; dünya artık büyük bir köy olduğu gibi belkide bu denli hızlı etkileşimde bulunulan yeni alanlar yeni olgular yeni gerçekler doğuyor dünya üzerine. Belki de bundan 50 yıl sonra dünyada doğu ve batı uygarlığına dair bir iz kalmayıp tek bir kültür birlikteliği ile yaşanılabilir kim bilir…